küçücük bir pencerenin dibinde bitip gidiyor.

 bir pazar gününü insanca tamamlamak zor iştir,

sevgilim diye sesleniyorum bir kapıdan içeri.

orada kimseler yok, burada kimseler yok,

ben bir yaşlı ağaç gibi her kapıda öyle yalnız kök salıyorum.


kök salıyorum ,

eve,

sokağa,

görüp geçtiğim sana.


o kadar olmayan bir anlamıyla seviyorum ki günün sonunu,

sanki sabahına beni bir lunaparka götürecekler.


olmayanlara sesleniyorum,

sesimde acı yok.

olmayanlarla şiirler okuyorum,

coşkulu şarkılarda eşlik ediyor bana kimsesizliğim.


ancak hayat böyle elinde , 

çoktan ışığı sönmüşken

ve kenara bırakılınca

 biraz daha anlaşılır hale geliyor.


ben eski bir çocuktum,

eski bir gençliktim ,

eski bir anıydım.


şimdi de bir eski kadınım,

bana yarının bir parkın sıcaklığında biteceğine kim inandırabilir?


bu günleri ve geceleri hep ben öldürdüm.


günleri öldürüşümü de gözyaşından nasibini almamış bir kederle düşündüm,

yine de geçmedi parmaklarımın ucundaki derin sızı.


her gun , 

küçücük bir pencerenin dibinde bitip gidiyor hayatımın günleri.


Yorumlar